30 Nisan 2014 Çarşamba

Bakırcılar Çarşısı

Gaziantep'te 500 yıla aşkın bir geçmişe sahip olan bakır işletmeciliği, günümüzde de devam etmekte ve bakırcı ustaları tarafından hala üretilmektedir. Şehrin en eski alışveriş alanı olan çarşı şu anda turistlerin yoğun ilgisini görmektedir. Gaziantep tatilinizde Bakırcılar Çarşısı'na uğrayıp ortamın büyülü atmosferine dahil olabilirsiniz. Geleneksel bakır işlemeciliğin devam ettiği çarşı, birbirinde güzel el işlemeleriyle hayranlığınızı kazanacak.

Tütün Hanı

Tütün Hanı, 1790-1799 yılları arasında yapıldığı tahmin ediliyor. Bu han Osmanlı Han mimarisinde iki katlı tek avlulu hanlar gurubuna giriyor. İç kısımda zengin bir süsleme görülmese de handa, siyah ve beyaz taşın kullanıldığı temiz bir işçilik görülür. Ortasında kare şeklinde bir avlu ve bu avlunun etrafındaki odalardan oluşan iki katlı bir handır.
Hanın avlusunda kurulu Yörük Çadırı, Sağ tarafta bulunan merdivenlerden inince keymıh taşın kokusunu bir anda içinizde hissedebilirsiniz. Aşağıya indiğinizde mağara içerisinde iç içe geçmiş beş ayrı bölümden şark odalarını görürsünüz. Ayrıca mağara içerisinde Gaziantep'in eskiden yer altı su kaynaklarının dağıtıldığı livas sistemlerinin en çarpıcı örneklerini görebiliceğimiz iki adet kuyu mevcuttur.
Tütün Hanı 2006 yılında restore edilerek alışveriş merkezi ve modern bir yöresel ev yemekleri-cafe olarak hizmetini sürdürmektedir.

Tarihi Tahmis Kahvesi

Tahmis Kahvesi 1635'den beri faaliyet gösteren, Türkiye'nin en eski kahvehanelerinden biridir. Tahmis Kahvesi bir çok defa restorasyon çalışmaları ile günümüze kadar orijinal olması ve mimarisini yitirmeden ulaşmıştır. En son restorasyonu iki yıl sürmüş ve 2011 yılı içerisinde tekrar faaliyete geçmiştir. 
Tarihi boyunca Gaziantep şehrinin bir çok kültürel ve toplumsal olaylarına tanıklık eden mekan, halen Gaziantep'in en gözde mekanlarından biridir.

Doğal Güzellikler ve Doğa Sporları

Gaziantep’te sayısız tarihi güzelliğin yanı sıra, doğal güzellikler de bir hayli fazla. Tabiatla başbaşa kalıp, sporla iç içe olmak isteyenler için önerebileceğimiz alternatifler arasında,  Dülükbaba Ormanları, Karpuzatan (Oğuzeli), Nizip Karpuzatan, Dutluk, Burç Ormanları, Burç Göleti, Büyükşahinbey Kasabası (Körkün), Kavaklık, Nafak ve Çifte Havuzlar yer alıyor. Dülükbaba Ormanları, Gaziantep’e 4 km uzaklıkta. 40 metrekarelik alana sahip olan orman, 5 bin kişinin konaklayabileceği karavan turizmine ve kampçılığa müsait.

 
Atlı sporlara meraklıysanız, Fırat Nehri kıyısındaki Rumkale’de atlı doğa yürüyüşü yapmanızı tavsiye ederiz.. Ayrıca, Merziman Çayı kıyısında, Sofdağı ve Hızır Yaylası’nda, Burç Ormanları’ndaki parkurda da bu sporu yapabilirsiniz.

Hızır Yaylası (Amanos Dağları), Sof Dağı Yaylası (Sof Dağları), Rumkale, Fırat Nehri kıyısı, Dülük Ormanları ve Burç Ormanları ise dağcılık ve trekking için uygun parkurlar. 


“Benim avcılığa merakım var” diyorsanız, Fırat Nehri civarında keklik, turaç, yaban ördeği ve yaban kazı avlayabilirsiniz. Şahinbey Burç Göleti, Tahtaköprü Baraj Gölü, Hancağız Baraj Gölü, Alleben Göleti ve Fırat Nehri kıyısı da olta balıkçılığına uygun. Gaziantep'in İslahiye ilçesinde bulunan Tahtaköprü Baraj Gölü civarında ayrıca, çil, kınalı keklik, turaç, yaban ördeği, yaban kazı, güvercin, yaban domuzu da avlanabiliyor...

Zeugma (Belkıs) Antik Kenti

Gaziantep’in en önemli zenginliği sayılan Zeugma, kente 60 km uzaklıkta bulunuyor. Nizip İlçesi, Belkıs Köyü sınırları içerisindeki Zeugma şehrinin bir kısmı bugün sular altında. Birecik Baraj Gölü’nün kıyısında yer alan kent, yaklaşık 40 yıl Kommagene İmparatorluğu’nun dört büyük şehrinden biri olmuş.

Kendi adına para bastıran nadir kentlerden biri olan Zeugma, 20 bin dönümlük bir alanı kaplıyor. Tarihte 80 bin kişilik nüfusuyla dünyanın en büyük kentlerinden biri olan Zeugma’da Hellenistik dönemde, önemli imar faaliyetleri yapıldığı biliniyor. Kentteki Akropol’ün üzerinde kader tanrıçası Thyke'nin bir tapınağı yer alıyor ve bu tapınak toprak altında bulunuyor. Zeugman’ın güzelliklerinden biri de Roma villaları, villaların tabanını süsleyen mozaikler, özellikle de Çingene Kızı mozaiği.
Günümüzde Zeugman’ın diğer bölümünün sular altında kalmaması için çalışmalar yapılıyor. 

Yesemek Açıkhava Müzesi ve Heykel Atölyesi

Dünyanın ilk heykel atölyelerinden olan alanda 300’ün üzerinde yontu taslağı bulunuyor.  Gaziantep'in İslahiye İlçesi'nin Yesemek Köyü'nde yer alan tepe üzerinde bulunan heykel atölyesi, bir Alman heyet tarafından 1888’de keşfedilmiş.  MÖ 2 binin ikinci yarısı içinde bölge, Hitit hakimiyetine girdikten sonra buradaki taş ocağı faaliyete geçmiş. MÖ 9. yüzyılda bölgede, Arami ve Asur sanatı ağırlık kazanmış. Atölyede MÖ 1250 ile MÖ 8. Yüzyıllar arasında uzak ve yakın yerlerdeki iskân yerlerine taslak hazırlanmış.

Gaziantep Müzesi’nin çalışmalarıyla düzenlenen alanda bugün 200'den fazla heykel taslağı teşhir ediliyor. Sfenksler, kapı aslanları, oturan aslanlar, kanatlı aslanlar, Amanos Dağları'nı temsil eden dağ tanrısı kabartmaları, savaş sahnesi kabartmaları ve mimari parçalar kendi tabii ortamlarında sergileniyor.

Tarihi Antep Evleri

Tarihi dokusunu kısmen korumayı başarmış kentlerden biri olan Gaziantep'in mimari yapısı, köklü ve zengin. Gaziantep’te göze çarpan ilk özelliklerden biri sokakların dar ve gölgeli olması. Yazları oldukça sıcak bir iklime sahip olan Gaziantep’te evler, genellikle iki katlı, yüksek duvarlı ve avlulu. Gaziantep’e geldiğinizde tarihi dokusunu korumuş evleri ve evlerdeki usta işçiliği mutlaka görmelisiniz.

Rumkale

Fırat Nehri ile Merziman çayının birleştiği noktada bulunan Rumkale de Gaziantep’te görülmesi gereken yerlerden biri. Bir doğa ve arkeoloji harikası olan, önceleri “Hromgla” denilen ve zamanla adı “Rumkale” olan bu tarihi yapının; Asur çağından beri var olduğu, esaslı olarak da MÖ 9. yüzyıl sonlarında Geç Hitit döneminde tahkim edildiği zannediliyor. Kasaba Köyü’nden veya Halfeti’den teknelerle ulaşılan kaledeki mevcut taş yapılarda, Geç Helenistik ve Roma döneminin izleri bulunuyor. Rumkale'de ayrıca Türk-İslam dönemine ait yapılar ve harap durumda bir mescit de yer alıyor.

Hz. İsa'nın 12 havarisinden biri olan Johannes'in (Yuhenna) Roma döneminde Rumkale'yi merkez yaparak Hristiyanlığın Gaziantep yöresinde yayılmasını sağladığı ayrıca Yuhenna'nın mezarının kalede olduğu ve bu nedenle kutsal sayıldığı söyleniyor.

Küçük Sof Yaylası (Gerdek Pınarı)

Gaziantep-Adana karayolunun 21 kilometresinden Dımışıklı Köyü yoluna sapılarak ulaşılan Küçük Sof Yaylası, kayalık bir alan. Doğal güzelliğini koruyan yaylada yapılaşma yok. Yaylaya giderken yiyeceğinizi yanınızda götürmenizi tavsiye ederiz.

Karkamış Harabeleri

Karkamış İlçesi’nin güneyine düşen geçmişi Neolitik dönemlere dayanan yerleşim merkezinde bulunan harabeler de turistlerin ilgisini çeken mekânkardan. Kalkamış Harabeleri’nden elde edilen bazı eserler, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergileniyor.

İslahiye Hızır (Huzur) Yaylası



Gaziantep-Adana karayolu üzerinde bulunan Nurdağı ilçesi kavşağından İslahiye-Hatay karayoluna dönerek ulaşılan Huzur Yaylası’na çıkan yol da, en az yaylanın kendisi kadar keyifli.

Bağlar, bahçeler arasından geçilerek varılan yayla, Tahtalı, Hamo, Havşu tepeleriyle Burunsuz gediğinin çevrelediği geniş alana yayılıyor. Bölgeye has pek çok ağaç türüyle çevrili olan yaylada, çevredeki köylülerin yetiştirdiği lezzetli sebze ve meyvelerin tadına bakabilirsiniz.

Yazın sıcağında buz gibi kaynak sularıyla beslenen    derelerde serinlemeniz, rengarenk ve çeşit çeşit  çiçeklerle süslenen eşsiz manzarayı doya doya izlemeniz  mümkün. İsteyenler yaylada kamp da kurabilir...

İnanç Turizmi


Hitit döneminde önemli bir din merkezi olan ve sonrasında da bu kimliğini koruyan Gaziantep, kutsal bir kent olma özelliğini bugün de sürdürüyor. Şeyh Fethullah Camii ve Külliyesi, Ömeriye Cami, Boyacı Cami, Ahmet Çelebi Camii, Yuşa Peygamber Türbesi,  Pir Sefa Hazretleri Türbesi, Ökkeşiye Hazretleri Türbesi ve 1860 yılında inşa edilen Kendirli Kilisesi inanç turizmi için kente gelenlerin uğrak yerleri.

Hasan Süzer Etnografya Müzesi

1985 yılında harap bir durumdayken işadamı Hasan Süzer tarafından satın alınan bina, restore edilerek Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağışlanmış ve müze haline getirilmiş.

Tipik bir Gaziantep evi niteliğindeki bina, mahzen üzerine üç kattan oluşuyor. Üç giriş kapısı bulunan binanın ön cephedeki kapısından “hayat” adı verilen orta bahçeye, küçük kapıdan ise "selâmlık" denilen bölüme geçiliyor. Bina içinde yer alan bölümler, günlük yaşamdaki fonksiyonlarına göre yörenin eşyaları ile donatılarak ve mankenlerle teşhir edilerek ziyarete açılmış. Hayatın güneybatı köşesinde bulunan iki katlı müstakil ev, oturma odası, ocaklık ve tuvaletin bulunduğu, evin hizmetkarlarının kullandığı bölüm.

Binanın bodrum katında iki ayrı mekan bulunuyor ve bu mekanlara birbirinin içinden geçiliyor.  Mağara görünümündeki bodrum katta yiyecek  depolamaya yarayan küpler, erzak deposu ve su kuyusu bulunuyor.

Evin zemin katında "ocaklık" denilen mutfak ve Türk hamamı özelliği taşıyan hamam yer alıyor. Birinci kattaki sofada ise  bir çeşme ve hayata bakan üç ayrı oda yer alıyor. İkinci katta yer alan odalardan ikisi ev sahibine ait harem bölümü. Üçüncü katta terasa geçişi sağlayan camekânlı bir oda ve "güvercinlik" bulunuyor.

Pazartesi dışında her gün mesaî saatlerinde ziyarete açıktır. 

Hanlar ve Çarşılar



Gaziantep’e gelmişken çarşı ve hanlar ziyaret etmemek olmaz. Bakırcılık, sedefkârlık, yemenicilik gibi kaybolmaya yüz tutmuş zanaatları icra edenlerin bulunduğu hanlar, Gaziantep’in en önemli simgelerinden. Tarihi İpek Yolu güzergâhında bulunan kentte bu dönemden kalma hanlarda ve kervansaraylarda bulunan atölyeler ve dükkânlar oldukça ilgi çekici. Bu hanlardan en ünlüleri ise şunlar: Tuz Hanı, Pekmez Hanı, İki Kapılı Han, Tütün Hanı, Hışva Hanı, Mecidiye Hanı, Emir Ali Hanı, Anadolu Hanı, Kürkçü Hanı, Belediye Hanı, Elbeyli Hanı, Yeni (Yüzükçü) Han, Hacı Ömer Hanı ve Millet Hanı.

Gaziantep Kalesi

Kentte dikkatinizi çekecek en önemli yapılardan biri de kuşkusuz, kenti kuşbakışı seyreden Gaziantep Kalesi.  Kenti tanımak için en iyi referans noktası olan kale, Roma döneminde bir gözetleme kulesi olarak hizmet vermiş. Kalenin zaman içerisinde genişletildiği ve Bizans İmparatoru Justinyanus döneminde bugünkü şeklini aldığı biliniyor. Tarihe meydan okuyarak günümüzde de varlığını sürdüren kalenin üzerinde ayrı bir sanat ve mimari uslupla sıralanmış kuleler ve çeşitli yapı kalıntıları bulunuyor.

Gaziantep Hayvanat Bahçesi

2001 yılında hizmete açılan hayvanat bahçesi, Burç Ormanı içerisinde 1000 dönümlük arazi üzerinde yer alıyor. 250 hayvan türünün yer aldığı Gaziantep Hayvanat Bahçesi’nde 90 cins kuşun bulunduğu 400 metrekarelik kuş kafesi, 1200 metrekarelik alan içerisinde 74 tür balığın bulunduğu akvaryum bölümü, 900 metrekarelik alan içerisinde 8 farklı tür maymunun bulunduğu maymun evi, sürüngen evi, içinde lama, beyazgeyik, Kamerun koyunu, karaca, ceylan, dağ keçisi gibi hayvanların bulunduğu çift tırnaklılar bölümü, içinde zürafa, deve, kanguru, deve kuşu, yak, zebra gibi hayvanların bulunduğu tek tırnaklılar bölümü, içinde aslan, kaplan, leopar, puma, ayı, jaguar, kurt gibi hayvanların bulunduğu yırtıcı hayvanlar bölümü ve kümes hayvanları bölümü bulunuyor.

Gaziantep Arkeoloji Müzesi

Hitit, Pers, Yunan, Roma, Bizans ve İslâm uygarlıklarının izlerini taşıyan Gaziantep’te, bugüne kadar çok sayıda arkeolojik kazı yapılmış ve bu kazılardan elde edilen tarihi eserler, Gaziantep Müzesi’nde sergilenerek ziyarete açılmış. İçinde 65 binin üzerinde eser bulunan, 1944 yılında, Cumhuriyet döneminin ilk arkeologlarından Sabahat Göğüş tarafından kurulan Gaziantep Müzesi, 1969 yılına kadar Nuri Mehmet Paşa Camii'nde hizmet vermiş. Bu tarihte ise, bugün bulunduğu binaya taşınmış. 2005 yılında ek binası hizmete açılan müzede bu tarihten itibaren Zeugma antik şehrinde bulunan villalardan çıkarılan mozaik panolar, heykeller ve steller de sergileniyor.

Bugün 3500 metrekarelik bir teşhir alanına sahip olan müzede, yeni yapılan binada 16, eski binada ise Geçici Sergileme ve Nostalji Vitrinleri, Kronolojik Salon, Zeugma Salonu, Sikke ve Küçük Buluntular Salonu ile Sergi Salonu olmak üzere beş teşhir salonu bulunuyor.
İki katlı olan Zeugma Mozaik Müzesi’nin alt katında Poseidon ve Euphrates villalarının sütunlu avlusu, yemek odası, iç avlusu, mozaikleri, freskleri sergileniyor. Zeugma kurtarma kazılarında bulunan mozaiklerin monte edildiği duvarların yer aldığı bölümde, Savaş Tanrısı Mars'ın heykeli yer alıyor. İkinci katta ise mozaikler ve mezar heykelleri teşhir ediliyor.

1998 yılında Zeugma'da, teşhir edildiği salondan çalınan, “Dionysos'un Düğünü”nün mozaiği de bu müzede yer alıyor. Mozaiğin on iki adet figüründen, günümüze sadece üç figür kalmış. Okeanos Salonu’nda, nehir tanrılarının anne ve babası olan Okeanos ve Tethis'in resimlerinin olduğu mozaik ve geometrik desenli mozaikler de dikkat çekici bir biçimde sergileniyor.

Müzenin en büyük mekanı, Mars Salonu. Sığ havuzda, denizlerin tanrısı Poseidon, deniz canlılarının arasında resmedilmiş. Salonun merkezinde savaş ve bereketi simgelemesiyle dünyada bilinen tek Mars heykeli olan Savaş Tanrısı Mars'ın bronz heykeli bulunuyor. Bu salonun karşısında yer alan “Kadınlar Odası”nın tabanında, Samsatlı Zosimos imzalı, “Aphrodite'nin Taçlandırılması” mozaiği serili... 
Kronolojik Müze’de bulunan beş salondan birinde, Zeugma'nın sembolü olan Çingene Kızı’nın bulunduğu salon yer alıyor.


Müze, pazartesi günleri dışında her gün, 08.00-12.00 / 13.00-17.00 saatlerinde ziyarete açık. 

Dülük Köyü



Dülük Köyü’nde tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan antik kentte pek çok kaya mezarı ve kilisesi bulunuyor. Antik kentteki Şarklı Mağara’da MÖ 6 bin yıllarına ait taştan yapılmış aletler bulunuyor. Gaziantep kent merkezinin 10 km kuzeyindeki bu antik kent, tarihte Hitit'lerin baş tanrısı Teşup'un din merkezi olmuş.